bir gün mutlaka

kapitalizm yok edilmedikçe , gerçek bir barıştan söz etmek imkansızdır


06/09/2007
Ersin Çelik

Oğullarının askerlerce vurulduğunu söyleyen baba, bir binbaşının kendisine para teklif ettiğini iddia etti..evrensel gazetesi..

Tunceli’nin Mazgirt ilçesine bağlı Koyunuşağı köyü Gölek mezrasında önceki gün kardeşiyle birlikte ‘HPG’li zannedilerek’ askerler tarafından taranan Hıdır Taydaş ölümle pençeleşirken, baba Şahide Taydaş olayın kapatılması için kendisine bir deste para teklif edildiğini iddia etti. Baba Taydaş, “Sivil giyimli 4 kişi, ‘Binbaşının selamı var’ deyip bir deste para uzattı. Ardından söz konusu binbaşı telefonda bana, ‘Sana harçlık gönderdim’ dedi” şeklinde konuştu.
Hastane bahçesinde beklerken yanına gelen sivil giyimli 4 kişinin kendisini yoğun bakıma götürmek için çağırdığını belirten baba Şahide Taydaş, olayın büyütülmemesi için kendisine bir deste para teklif edildiğini savundu. Taydaş, söz konusu 4 kişiyle aralarında geçen diyalogu şöyle anlattı: “Yanıma gelenler muhtemelen askerlerdi. Bana ‘Binbaşımızın selamı var’ dediler, ‘Olay bir kere olmuş’ falan dediler. Bir süre içlerinden bir tanesi bir deste para çıkararak ‘Binbaşı sana gönderdi’ dediler. Ben de kesinlikle o parayı alamam dedim. Çünkü ben o parayı alsam çocuğumun kanına karşılık almış olurdum. Daha sonra o binbaşı yanımızda bekleyen uzman çavuşun cep telefonunu aradı, benimle konuşmak istedi. Yaptığım görüşmede, ‘Sana harçlık gönderdim’ dedi.”
‘Olay bir kaza değil’
Olayın bir kaza olduğunu düşünmediğini vurgulayan Taydaş, akşam oğulları Ali ve Hıdır Taydaş’ın, dayısının oğlu olan Baki Bulut’un evinden ayrılıp kendi evlerine doğru yola çıktığını anlatarak, “Bu iki ev arasında da büyük bir mesafe yok, aynı köyün farklı evleri 300-400 metre uzaklıktadır” dedi.
Daha sonra olayın ayrıntılarını oğlu Ali Taydaş’tan öğrendiklerini belirten baba Taydaş, şöyle devam etti: “Yolda yürürken birden askerler taramaya başlamış. Olayın yaşandığı yer öyle karanlık bir yer de değil. Aydınlatma lambalarının yakını olan bir yer. Onun dışında bizim çocuklar bölgede operasyonların olduğunu bildikleri için üzerlerine beyaz tişört de giyiyorlardı. Ellerinde de fener olmasına rağmen askerler sanki çatışma var gibi taradılar. İlk ateş açıldığında oğlum Ali kendisini yere atmış ve ‘Niye ateş ediyorsunuz, biz buranın insanıyız’ diye bağırmasına ve Hıdır vurulup yere düşmesine rağmen ateş etmeye devam etmişler.”
Olayın yaşandığı yere bir süre sonra helikopterin geldiğini söyleyen Taydaş, yaralı oğlunun askeri helikopterle önce Elazığ Askeri Hastanesi’ne getirildiği, vücudundaki mermiler çıkarıldıktan sonra Elazığ Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne götürüldüğünü ifade etti. Baba Taydaş, “Hıdır için açılan dosyayı ve üzerinden çıkarılan kurşunları da askeri hastanede bıraktılar bize ulaştırmadılar” dedi.
‘Asker, yanlarından ayrılmıyor’
Olayı duyar duymaz Elazığ’a hastaneye geldiğini belirten Hıdır Taydaş’ın halasının kızı İpek Kocaman ise şunları belirtti: “Hastaneye geldiğimizden beri biri uzman çavuş olmak üzere askerler bizim yanımızdan hiç ayrılmıyor. Nereye gitsek bizle gelmek istiyorlar.” Askerlerin kendilerini bu kadar yakından kontrol etmeye çalışmasına anlam veremediğini belirten Kocaman, askerlerin akşam için ise kendilerine otel ayarlayacaklarını söylemelerinin da anlaşılmaz olduğu dile getirdi. (Elazığ/DİHA)